Kısa Atatürk Anıları

By , in @Atatürk'ün Anıları on .

alirizaKısa Atatürk Anıları – Atatürk’ün Kısa Anıları

Babası Ali Rıza Efendi

Mustafa Kemal’in babasını biz akranları tabiî tanımıyoruz. Meşrutiyetin ilân edildiğinin gecesi benim evlenme törenimde hazır bulunan arkadaşım Mustafa Kemal Bey’e babasının yakın arkadaşı olan amcam Üzeyir Beyzade Hüsnü Bey, Ali Rıza Efendi’nin de kumral, mavi gözlü, biraz daha uzun boylu ve şişmanca olduğunu ve Mustafa Kemal’e çok benzediğini söylemiş, mert, iyi kalpli, vefakâr bir arkadaş olduğunu anlatmış idi.

Mustafa Kemal’in bu izahattan çok mütehassis olduğunu ve not defterine bunları kaydetmiş bulunduğunu hatırlıyorum.

Asaf İLBAY
“Atatürk’ün Hususî Hayatı”
9 Haziran 1949

***

…Biraz Kıskanırdık

Şık ve temiz giyinmeyi severdi. Kuvvetli, cesaretli insanlara hayranlık duyardı. Güreşe bayılır, mahalle çocuklarını sık sık güreştirir, seyrine doyamazdı. Mahalle Mektebi’nde de, Askeri Rüştiye’de de daima bir büyük insan hâl ve tavrı takınır, gayri ihtiyarî kendisine hürmet telkin ederdi. Hatta bu yüzden biraz kıskanırdık. Onu daima, birinci katın penceresinde görmek mümkündü. Mektepte en çalışkan o değildi ama, en zeki ve en kabiliyetli olarak hocalar onu takdir ederlerdi.

Asaf İLBAY
“Ben Eğilmem” Vatan Gazetesi
10 Kasım 1954

***

“Türklük Mutlaka Kurtarılacaktır”

Koştuk, 23 Nisan’da Ankara’da Mustafa Kemal’e kavuştuk!.. O güne kadar simasını hiç görmemiş olduğum o vakur endamın, kürsüye çıkıp ta içinde bulunduğumuz millî felâketi bütün çıplaklığıyla bildiren ve bunlara çareler gösteren beyanatını dinlerken gönlümün yeis ve nevmididen (ümitsizliğinden) kararmış ufuklarında, güneş gibi feyyaz bir nimetin parladığını görüyor, sevincimden ağlıyordum. Duygularımı, düşüncelerimi o zaman cephede bulunan kardeşim Hamit Şevket’e bildiren mektubumda aynen şöyle demiştim:

– Ben ömrümde bu kadar kuvvetli, bu kadar canlı ve bu kadar kendisine bel bağlanacak ne bir asker, ne bir sivil adam görmedim. Müsterih olalım, âti muhakkak bizimdir!.. Ve Türklük bu büyük adamın alemdarlığıyla mutlaka kurtulacaktır.

Refik İNCE
“Atatürk Nedir” Ulus Gazetesi 1938
Kısa Atatürk Anıları

***

Zafer…

Dumlupınar kazanılmasaydı netice ne olacaktı?

Bu sualin cevabını gene Gazi’nin ağzından işittik:

– Gene ve behemehal zafer…

Asım US
“Atatürk’ün Portresi”
Kurun Gazetesi1938

***

Bu Kanunu Yenilemeyiniz!

Biz o tarihlerde kendisine Başkumandanlık salâhiyeti vermiştik. O, ordunun hayat ve idaresine teallûk eden bahislerde Büyük Millet Meclisi salâhiyetini haiz olacaktı. Bu kadar büyük bir kuvvete, bir an en ufak bir hudut tecavüzü ilâve etmedi. Her üç ayda bir yenileştirdiğimiz bu salâhiyeti istihlâstan sonra tekrar yenilemek istiyorduk. O, bize:

-Efendiler! Size teşekkürler ederim. Memleket artık benim Başkumandanlığımın devamına lüzum göstermeyecek bir vaziyete girmiştir. Bu kanunu yenilemeyiniz!..

Biz ona kuvvet veriyorduk, o bize fazilet ve tevazu ve zamanında kullanılmayacak kuvvetler arkasından koşulmaması dersini veriyordu.

Refik İNCE
“Atatürk Nedir?”
Ulus Gazetesi

***

Tatlı Konuşurdu

Tatlı konuşurdu, dinlemesini bilirdi; hoş anlatırdı; açık yürekle doğru söz söylerdi; sempatikti; vakarlıydı; civanmert tabiatlıydı. Kendi mesleğinde mümtaz, muvaffak, samimi ve sağlam karakterli bir kahraman olması; o zamana kadar politika ve parti işlerine karışmamış bulunması; zarif giyinir, mondaniteden anlar, sohbetten hoşlanır olması, onun ecnebilerin de davetli gördükleri bazı yüksek sosyete çaylarında ve kokteyllerinde hazır bulunmasıyla şeref ve iftihar duyulan bir müstesna şahsiyet haline getiriyordu.

O, her bu türlü toplantılarda, yerli ve yabancı herkesle konuşurdu. Fazla girginlik göstermediği gibi, çegingenlik de göstermezdi. Her vakit açık konuşurdu. Fakat her düşüncesini herkese açmazdı; denizin üst yüzünde, kıyıdan engine ve sığdan derine doğru bir hizada mavilik görünmesi gibi…

Önerilen makaleler