İDEALİST
Erkan-ı Harbiye Mektebi’ni bitirir bitirmez, staj bahanesiyle Şam’da V. Ordu Merkezi’ne sürülmüştü.
O sırada, mensup olduğu süvari alayı, Havran’da patlak veren bir isyanı bastırmaya sevk edilirken, Mustafa Kemal, Şam’da alıkonmak istenmişti.
Bu hareket, çok ağırına gitti. Kıtasıyla beraber sevkini istemek için, alay kumandanına müracaat etti. Alay kumandanı:
– Siz bu alayda stajyersiniz! Kumanda ettiğiniz bölüğün asıl kumandanı vazifesi başına geçmiştir. Harekata o gidecektir. Zaten siz erkanıharp zabitisiniz. Böylece çetin işlere gelemezsiniz. Biz, sizi istirahat edin diye Şam’da bıraktık. Merak etmeyin, maaşınız verilecektir.
Deyince büsbütün sinirlenmiş. Fırka kumandanından da bir şey çıkmayacağını düşünerek, Ordu Kumandanı Müşür Hakkı Paşa’ya başvurmak teşebbüsünde bulunmuş, fakat onun tarafından da kabul edilmediğini görünce, arkadaşı Müfit’le beraber, atlarına binerek, habersizce, Havran’a gitmişler, harekata iştirak ederek yararlıklar göstermişler.
Şam’a dönüşlerinde, karşılaştığı muameleyi bir türlü af ve hazmedemeyen Mustafa Kemal, bir gün çarşıda dolaşırken, tesadüfen girdiği bir dükkanda, tanıştığı -bu dükkan sahibi- tüccardan, -bilahare çorum mebusu olan- doktor Mustafa Cantekin ile ahbaplığı ilerletince, doktorun kendisine:
– İhtilal yapmak lazım!.. Bu idareden başka türlü kurtulunmaz. Ben Tıbbiye’nin son sınıfındayken bu emeli takip ettiğim için hapse tıkıldım, sonra, işte böyle sürüldüm. Benim kafamda birçok arkadaşlar var. Behemehal ihtilal yapmak lazım. Bu yolda ölmekten bile çekinmem!.. Deyince, Mustafa Kemal’in verdiği cevap:
– Hayır, mesele ölmekle bitmez!… Asıl, ölmeden evvel, idealimizi yaratmak, tahakkuk ettirmek ve yerleştirmek şarttır!..
Olmuştu. Bu 1905 senesinde oluyordu. Ve o gece, orada, Mustafa Kemal, üç kafadar arkadaşıyla İnkılâp yolundaki ilk adımını atarak, (vatan ve hürriyet) cemiyetini kurmuştu.
Banoğlu, Age, S: 72-73
Son yorumlar