Atatürk’ün sempati duyduğu iki takım
Atatürk’ün sempati duyduğu iki takım
Sporun yaşayan en eski tarihlerinden birisi olan Veli Necdet Arığ, futbolun Türkler’in ata sporu olduğunu söyledi.
86 yaşındaki eski futbol hakemi Arığ, AA muhabirine, futbol ile
tanışmasının 1936 yılında Ankara Gazi Lisesi’nde, merhum Başbakanlardan Erdal
İnönü ile olduğunu belirterek, bilindiği gibi sadece güreşin değil, futbolun da
Türklerin ata sporu olduğunu savundu.
Veli Necdet Arığ, bazı kaynaklarda futbolu ilk Çinlilerin oynadığına dair
bilgilerin yer aldığını hatırlatarak, “Yaşamımın 75 yılını spora adadım. Rus ve
Çin kütüphanelerinde ilk defa tepükün (futbola eskiden tepük denirdi) Çinliler
tarafından oynandığına dair bilgiler var. Oysa Çinlilerin oynadığı tepük, belli
bir süre zarfında duvarda açılan bir delikten topu geçirmek için 2 kişinin
yaptığı yarışmaydı. Yani bizdeki 5’er penaltı atışı dediğimiz olayın aynısı.
Yoksa bir mücadele yoktu, taraftar yoktu ve onların oynadığına futbol denemezdi”
dedi.
-“FUTBOLA İLK KURALI TÜRKLER KOYDU”-
Arığ, futbolun kurallarının temelini Türklerin attığını ifade ederek,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çinliler’den sonra Sultan Mehmet Çelebi, Amasya’da Şehzadeliği
zamanında Mezopotomya’da yani Memluki Türk Devletindeki gibi o da spor şöleni
tertip etti. Şölene Barika ve Layika adında 2 takım katıldı. Halk tarafından
lahanacılar ve bamyacılar olarak destek görüyorlardı. 1450’li yıllarda ilk
kurallı futbolu bizim atalarımız Amasya’nın Suluova İlçesi’nde oynamışlardır.
Yani futbolun kurallarını ilk bizim atalarımız koydu. Ancak atalarımızın oynadığı
ilk futbolda elle tutmak yoktu. Tekme vurmak, taşımak yoktu, taç atışları vardı,
fauller vardı. Atalarımızın oynadığı ilk futbolda savunma oyuncuları ofsayta
düşüyordu. Çünkü güneş bölgesine göre süre tespit ediyorlardı ve o süreye kadar
savunmada kalıyorlardı. Bunların santra çizgisini geçmesi yasaktı. Savunmacı
santrayı geçerse ofsayt oluyordu. Sonra değişim yapıyorlardı. Tek bir hakem vardı
ve kale 2 direkten ibaretti, üst direk yoktu. Hakem kale direğinin yanındaydı ve
atılan golleri tespit ediyordu. Belirli süre sonra bunlar değişim
yapıyorlardı.”
-“ATALARIMIZ FUTBOL TERÖRÜNÜ ATLI HAKEMLERLE ÖNLEMİŞTİ”-
Eski hakemlerden Veli Necdet Arığ, futbolda terör ve taşkınlığın ilk kez
Cumhuriyet döneminde yaşandığını dile getirerek, “Atalarımız futbol terörünü
atlı hakemlerle önlemişti. Bunlar at üzerinde saha kenarında dolaşarak, sahaya
girmek için taşkınlık yapanları atla uzaklaştırıyordu” dedi.
-PEYGAMBER EFENDİMİZİN FUTBOL TUTKUSU-
Arığ, futbolun, Orta Asya’ya mal alıp, satan tüccarlar tarafından
Arabistan yarım adasına, oradan da Yunanistan, İtalya ve Fransa’ya taşındığını
vurgulayarak, “Futbol bir süre Fransa’da durakladı. Yani Fransa’da duraklama
var. İngiltere henüz yok. Arabistan’da futbol (Kureb) adıyla oynanıyordu ve
Arabistan’da Türklerin kurduğu bir Memluk i Türk Devleti vardı. Aybey adında bir
Türk kurmuştu bu devleti. Mısır’ı da içine kapsıyordu, Arabistan’ı da bugünkü
Irak, Ürdün bölümünü de kaplıyordu. Çok geniş toprakları kaplıyordu. Aybey’in
ölümünden sonra yerine geçen El Malik korkunç derecede bir sporcuydu ve her 3
ayda bir Olimpiyat düzeninde spor şenlikleri yapıyordu. Müsabakaları izlemek
zorunlu olduğu için işleri tatil ediyordu. Özellikle futbol maçlarını izlemek
için çok sayıda seyirci stada hücum ederlerdi. Öyle ki Arabistan Yarım Adası’nda
futbolun sürekli seyircilerinden birisi de Hazreti Peygamber Efendimizdi” diye
konuştu.
-TÜRKLERE FUTBOL 1 ASIR YASAKLANDI-
Veli Necdet Arığ, futbolu İstanbul’a Sultan Çelebi Mehmet’in götürdüğünü,
çıkan olaylar sonucu 2. Mahmut’un futbolu Türklere 1 asra yakın yasakladığını
belirterek, şöyle konuştu:
“Yıldırım Bayazıt’ın, Timur ile olan Ankara Savaşı’nı kaybetmesi üzerine
Çelebi Mehmet sultanlığa geçince futbolu da İstanbul’a taşıdı. İstanbul’da da
futbol 2. Mahmut’un dönemine kadar oynanmaya başladı ve 2. Mahmut da günümüzün
futbol müsabakalarında göremediğimiz derecede fanatik futbol hastasıydı. O
dönemin takımları adına heykel diktirdi ve takma adlarla şiirler yazdı. Fakat
Türklerin oynadığı futbol sonradan kurallar dışına taştı ve şehirler arasında
rugby biçiminde oynanmaya başlandı. Bu da halka ve esnafa zarar verdiği için
baskılar sonucu 2. Mahmut, ülkede futbolu yasaklamak zorunda kaldı. Bu yasak
1908’e kadar sürdü. yaklaşık bu yasak yüz yıla yakın sürdü. Futbolun Abdülhamit
tarafından yasaklandığı kanısı yanlıştır. Futbolu Abdülhamit yasaklamadı. Kuran,
teşvik eden 2. Mahmut yasakladı.”
-KURTULUŞ SAVAŞI’NDA ŞEHİT VEREN İKİ KULÜPTEN BİRİSİ FENERBAHÇE-
Dünyaca ünlü Mozambik asıllı Portekizli golcü futbolcu Eusebio’nun da
maçını yönetmiş olan Veli Necdet Arığ, her zaman tartışma konusu olan Ulu Önder
Atatürk’ün hangi takımın taraftarı olduğu ve ziyaret ettiği konusunda da şöyle
dedi:
“Kurtuluş Savaşı başlangıcında Atatürk kulüplere yer altına inilmesi
talimatını verdi ve gizli lider de Mareşal Fevzi Çakmak’tı. Yer altına inilmesi
talimatına uyan 2 kulüp var. Birisi Fenerbahçe, diğeri Altınörs İdman Yurdu yani
şimdiki Ankaragücü. İkisi indiler ve ikisi beraber çalışmalar yaptılar. 69 vapur
dolusu cephane kaçırdılar Kocaeli yoluyla Ankara’ya. İşgal güçlerinin çöplüklere
yığdıkları cephaneleri de bizimkiler buldu. Alıp götürürken yolda önünü kestiler.
Daha sonra işgal kuvvetleri Fenerbahçe kulübünü bastılar, çatışma oldu orada.
Fenerbahçe’nin A takım kadrosunda oynayan 3-4 futbolcu da şehit düştü. Daha sonra
da Ankaragücü kulübünü bastılar, ancak onlar daha önceden haber almıştı ve
ayrıldılar. Bir tek kulüp çaycısı Hamdi Baba vardı. Hamdi Baba’yı aldılar,
gittiler ve Hamdi Baba’dan sonradan hiçbir haber alınamadı. Şimdi bana Fenerbahçe
ve Ankaragücü’nden başka bir kulüp ‘Kurtuluş Savaşında bizim de şehidimiz var’
diyebiliyorsa en yükseğe çıkar atarım kendimi.”
-ATATÜRK’ÜN FENERBAHÇE SEMPATİSİ-
Atatürk’ün hiçbir kulübün mensubu, taraftarı olmadığını ifade eden Arığ,
“Ancak bir kaç tane tipik örnek var. Çok kritik bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı
öncesi Köşkte yapılan bir toplantıda gündeme geldi. Galatasaraylılar el
kaldırsın, kaldırdı 9 kişi, Fenerliler el kaldırsın, kaldırdı 8 kişi, işte o
zaman Atatürk, ‘bir de ben’ dedi Fenerbahçe’ye ve 9-9 berabere oldular. Bazı
kaynaklar medya mensubu arkadaşlarımız Atatürk’ün karşı yakaya geçerken
Fenerbahçe kulübünü ziyaret ettiğine dair yazılar, belgeler çıkarır. Atatürk,
karşı yakaya İsmet Paşa’ya gidecekti. Giderken erken saatlerde kulübe uğradı,
‘bir çay içelim’ dedi. Kulüpte kimse yoktu. Etraftan haber saldılar, geldiler,
ziyarette karşılanmaz mı Atatürk, bunu ben ziyaret etti şeklinde
değerlendiremiyorum. İstanbul’da Galatasaray kulübünü ziyareti yoktur Atatürk’ün.
Galatasaray kulübüne zaten Kurtuluş Savaşına katkıda bulunmadığı için pek
sempatiyle bakmıyordu. Beşiktaş da zaten Saray mensuplarının kulübüydü. Saray
paşalarının, bakanların, vezirlerin kulübüydü. Onlara karşı da bir sempatisi
yoktu. Ancak Kurtuluş Savaşı’na katkıda bulunduğu için Fenerbahçe’ye sempati
duyardı” diye konuştu.
AA
Son yorumlar